Merhaba sevgili okurlar,
Şuanda heyecanla yazmakta olduğum benim ilk bloğum. Sizlere Ankara’nın o çok meşhur, tarihi mekanlarından, sokaklarından bahsetmeyeceğim. Ben size adını internette arattığınızda bile hakkında bir şeyler bulamayacağınız, pek çok kimsenin adını bile duymadığı sıcacık bir Ankara Köyünü; Ballıkuyumcu’yu anlatacağım. Sıradan insanların bambaşka yaşam tarzlarını, hayat hikayelerini barındıran bu köyün adı bile ufak bir hikayeden geliyor aslında. Zamanında, bir köyde bal satan Balcı abimiz ile diğer köyde Kuyumculuk yapan amcamızdan almış adını.
Neden bu konuyu, hatta bu köyü seçtiğimi de belirtmek isterim. Zira “Köy işte.” diyip geçmenizi istemem. İlgimi asıl çeken şey, Eskişehir Yolu’nun yaklaşık 30. kmsinde yer alması, yani şehre, modern hayata bu kadar yakın olması, lakin sınırları içerisine girdiğim an bana sanki tamamen farklı bir Dünya’daymışım gibi hissettirmesiydi. Hemen yanı başımızda, hiç inanamayacağımız, bazen gülerek bazen üzülerek dinleyeceğimiz birçok hayat hikayesi ve –hayat koşturmacası gereği- hepsinden bihaber olan biz. İşte benim tam amacım da, gidip gördüğümüz yerleri yazmak yerine, hiç bilinmeyen yüzleri kelimelerimle çizebilmek, hikayelerini bazen benim kalemimden bazen onların sesinden size duyurabilmek, köy geleneklerini, yemeklerini, sokaklarını, çocuklarını ve daha pek çok şeyini, gerek fotoğraflarla gerek videolarla size gösterebilmek. Hatta gösterebilmekten öte hissettirebilmek. Kim bilir, belki ileride bir kısmınız yazdıklarım üzerine köye gidip küçük bir keşfe çıkmak ister. Ve sanırım bu da benim amacıma ulaştığımı gösterir.
Kısa bir süreliğine hoşçakalın...
Şuanda heyecanla yazmakta olduğum benim ilk bloğum. Sizlere Ankara’nın o çok meşhur, tarihi mekanlarından, sokaklarından bahsetmeyeceğim. Ben size adını internette arattığınızda bile hakkında bir şeyler bulamayacağınız, pek çok kimsenin adını bile duymadığı sıcacık bir Ankara Köyünü; Ballıkuyumcu’yu anlatacağım. Sıradan insanların bambaşka yaşam tarzlarını, hayat hikayelerini barındıran bu köyün adı bile ufak bir hikayeden geliyor aslında. Zamanında, bir köyde bal satan Balcı abimiz ile diğer köyde Kuyumculuk yapan amcamızdan almış adını.
Neden bu konuyu, hatta bu köyü seçtiğimi de belirtmek isterim. Zira “Köy işte.” diyip geçmenizi istemem. İlgimi asıl çeken şey, Eskişehir Yolu’nun yaklaşık 30. kmsinde yer alması, yani şehre, modern hayata bu kadar yakın olması, lakin sınırları içerisine girdiğim an bana sanki tamamen farklı bir Dünya’daymışım gibi hissettirmesiydi. Hemen yanı başımızda, hiç inanamayacağımız, bazen gülerek bazen üzülerek dinleyeceğimiz birçok hayat hikayesi ve –hayat koşturmacası gereği- hepsinden bihaber olan biz. İşte benim tam amacım da, gidip gördüğümüz yerleri yazmak yerine, hiç bilinmeyen yüzleri kelimelerimle çizebilmek, hikayelerini bazen benim kalemimden bazen onların sesinden size duyurabilmek, köy geleneklerini, yemeklerini, sokaklarını, çocuklarını ve daha pek çok şeyini, gerek fotoğraflarla gerek videolarla size gösterebilmek. Hatta gösterebilmekten öte hissettirebilmek. Kim bilir, belki ileride bir kısmınız yazdıklarım üzerine köye gidip küçük bir keşfe çıkmak ister. Ve sanırım bu da benim amacıma ulaştığımı gösterir.
Kısa bir süreliğine hoşçakalın...
Köyü yazmak istediğime karar verdikten sonra, yaklaşık birkaç ay önce yaptığım küçük ziyarette pek eğlenceli geçen bir günün ardından çekmiş olduğum bu fotoğrafı da ilk yazımda sizlerle paylaşıyorum.